Evet…
Neden Affedelim?
Çünkü yaradanımız, affetmeniz sizin için
daha hayırlıdır diyor.
Bakara Suresi 178. Ayet Meali: “Ey iman
edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye
karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi
(öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin
gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle, diyet ödemek gerekir. Bu,
Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana
elem dolu bir azap vardır.”
Peygamber Efendimiz Mekke’yi
fethettiğinde, en azılı düşmanı olan müşriklerle ilgili olarak, genel bir af
ilan ettiğini şöyle açıkladı: "Kim Ebû Süfyan'ın evine sığınırsa, ona
emân verilmiştir. Kim, elinden silahını bırakırsa ona emân verilmiştir. Kim,
evine girer, kapısını kapatırsa ona da emân verilmiştir."
Ebu Süfyan Mekkeli müşriklerin lideriydi
ve Peygamber Efendimizi öldürmek için elinden gelen, her şeyi yapmıştı. Böyle
birisini bile ‘af kapsamına’ aldı…
Anadolu insanının geleneklerinde de, ‘af’
önemli bir yer tutar. Anadolu tarihinde Çanakkale muharebelerinin, önemli bir
yeri vardır. Çanakkale savaşlarında, İngiltere ve Fransa ile birlikte,
sömürgeleri olan Avustralya'dan Anzak, Anzavur, Hindistan askerleriyle
savaştık.
Osmanlı askerlerinin, esirlere nasıl
yardımcı olduğuna dair, birçok hatıra yayınlanmıştır. Osmanlı askerlerinin çok
az olan tayın’larını (günlük iaşe) bile, yaralı düşman askeriyle, paylaştığı
anlatılır.
Çünkü bizim kültürümüzde ‘Bizi
öldürmeye gelen, bizde dirilir’ anlayışı vardır.
MHP Genel Başkanı’nın 24 Haziran
seçimleri öncesi, seçmenine vaad ettiği ‘af’ teklifini, meclise sundu. Teklif
Ak Parti tarafından benimsenmese de, geçtiğimiz hafta bu hususta her iki parti
görüşmelere başladılar.
Teklifin özünü, bazı suçların infazından,
5 yıllık indirim oluşturmakta. Devlete karşı işlenen suçlar ve terör suçları,
hariç tutulmakta. Yani 19 Mayıs 2018 tarihinden önce işlenen, bazı suçlardan
hüküm giyen ve hâlen yargılaması devam edenlerin infazlarından, 5 yıl indirim
yapılmasını öngörüyor.
Yani mevcut yasalara göre 15 yıl ceza
almış bir kimse, 10 yıl yattıktan sonra şartlı salıverilmekte. Bu teklif
yasalaşırsa, bu 10 yıllık cezadan 5 yıl indirilecek.
Teklifin özü bu…
Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan, BM
toplantılarına katılmak için Amerika’ya hareketinden önce yaptığı basın
toplantısında "Devlet kendisine ilişkin suçları affedebilir, devlet
şahıslara karşı işlenmiş suçları affedemez." diye, fikrini belirtti.
MHP’nin seçim öncesinde gündeme getirip,
teklifini meclise sunmasından sonra, konuyla ilgili görüş açıklayanlar çoğaldı.
Bu arada 28 Şubat Darbesinin Brifingçi
yargıçları tarafından ve FETÖ mensubu hâkimler tarafından suçsuz yere
cezalandırılan ve kimisi 25 yıldır kimisi 15 yıldır yatan, Müslüman
tutsaklardan, kimse bahsetmiyor.
25 yıldır veya 15 yıldır suçsuz yere
yatanlara ceza veren hâkimlerin büyük çoğunluğu, bu gün FETÖ terör örgütü
mensubu olmaktan hapistedirler.
Binlerce kişi 25 yıldır, 15 yıldır zulme
uğramakta, sıkıntı çekmekte ve maalesef bu hususta, kimse konuşmamakta…
Daha önce çıkarılan ceza indirimi ve aflarla
ilgili olarak olsun, MHP’nin bu yeni teklifiyle ilgili olsun; birçok kimsenin
argo tabirle ‘salladığına’ şahit oluyoruz.
“Afla salıverilenlerin büyük bir
çoğunluğu, çok kısa zamanda, tekrar suç işleyerek, cezaevine dönmektedir.”
Bu karalama kampanyalarına, maalesef bazı
Müslümanlar da katılmaktadır.
26 Eylül 2018 Çarşamba günü bir gazetede
(ismi bende mevcut) şu başlıkla bir haber çıktı: 'Rahşan Affı'nın millete
bedeli ağır oldu!
Cezaevinden çıkan mahkûmların büyük
çoğunluğu tekrar suç işledi.
Haberin devamında şöyle yazılıyordu: Kamuoyu
ve birçok hukukçudan büyük tepki toplayan 4616 sayılı “Şartla Salıverme ve
Erteleme Yasası”, 22 Aralık 2000’de Rahşan Ecevit’in önerisiyle çıkarıldı. Bu
nedenle ’Rahşan Affı’ olarak anılan yasa, 9 Aralık 2000’de ölüm orucu
eylemlerini sona erdirmek için başlatılan ’Hayata Dönüş Operasyonu’ndan 3 gün
sonra çıkarılan yasayla, ilk planda cezaevlerindeki 23 bini aşkın tutuklu ve
hükümlü aftan yararlanarak tahliye oldu. Daha sonra Anayasa Mahkemesi’nin
verdiği iptal kararlarıyla, yasanın kapsamının genişlemesi sonucu cezaevinden
tahliye olanların sayısı, 45 bini buldu. Afla çıkan birçok tutuklu, kısa bir
süre içinde işledikleri suçlar yüzünden, yeniden cezaevine döndü. Cezaevlerinde
yer kalmadığı için çıkarılan af yasasının ardından, 70 bin kişilik kapasitesi
dolan cezaevlerinin nüfusu 40 bine kadar düşmüştü. Ancak, 3 yılda mahkûm sayısı
20 bin artarak, yeniden 64 bine çıktı. Rahşan Ecevit, büyük tartışmaya neden
olan af için “Ben affı garibanlar için istedim, katiller yararlandı”
ifadesiyle kendini savundu.
Halk arasında bir tabir vardır: Damdan
düşen, damdan düşenin hâlini bilir…
Mevzu ile ilgili olarak Nasrettin Hoca’ya
atfedilen bir de fıkra anlatılır.
Nasreddin Hoca karısıyla bir yaz gecesi
damda yatarken, artık ne olduysa olmuş, damdan aşağı düşüvermiş.
Gürültü patırtı derken, Hoca’nın başına
toplanmışlar. İçlerinden biri:
– Hocam, hâlin nicedir; ne yapalım,
deyince:
– Tez, demiş, bana bir damdan düşen
getirin. Hâlimden ancak o anlar!
Ben de yıllarca cezaevinde yattığım için
tutuklu ve mahkûmların hâlini, iyi bilirim…
4616 sayılı “Şartla Salıverme ve Erteleme
Yasası”, 22 Aralık 2000’de çıkarıldığında, ben de Eskişehir H Tipi Cezaevi’nde,
Uydurma ‘Tevhid Selam Terör Örgütü’ lideri olmaktan tutuklu olarak yargılanıyordum
ve 2005 yılında 12.5 yıl ağır hapis ceza ile cezalandırıldım.
Yukarıda bir iki misalini verdiğim, ‘affedilenlerin
çoğu, tekrar suç işlerler’ tezinin gerçekliğini, bizzat araştırdım.
Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevi’nden 29.12.2004 tarihinde Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne
bir dilekçeyle başvurarak; 4616 sayılı kanundan yararlanarak tahliye olanların
ve bu tahliye olanlardan, daha sonra tekrar suç işleyerek cezaevine girenlerin,
kaç kişi olduğunu, sordum.
Ceza ve
Tevkifevleri Genel Müdürlüğü bu dilekçeme, 01.02.2005 tarihinde cevap vermiş ve
bu cevap bana cezaevi idaresi tarafından 09.02.2005 tarihinde tebliğ edildi. (O
zamanlar Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne dilekçeme kısa zamanda cevap
verdiği için teşekkür eden bir mektup gönderdim. Buradan tekrar teşekkür
ediyorum) Cevap özetle şu idi:
“Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevi
Hükümlüsü Mehmet Ali TEKİN’in yapmakta olduğu araştırma için istemiş olduğu,
kayıtlarımızda mevcut bilgiler şunlardır:
4616 Sayılı Kanundan yararlanıp
tahliye olan 26.908
Hükümlü ve1206 tutuklu bulunmakta olup,
bunlardan 523 kişi tahliyelerinden
sonra suç işleyerek, tekrar cezaevine girmişlerdir. Adı geçene tebliğ olunur. ”
Dikkatinizi çekiyorum, 4616 sayılı
“Şartla Salıverme ve Erteleme Yasası”, 22 Aralık 2000’de çıkarıldı. Benim
dilekçemin tarihi 01.02.2005; yani aşağı yukarı 4 yıl sonra.
Rahşan affıyla salıverilen 28.114
kişi (Anayasa mahkemesine itiraz sonrasında bu sayı 45 binleri bulmuştu) 523
kişi tekrar suç işleyip, cezaevine geri dönmüş.
Sadece ve sadece 523 kişi, Yani % 1.86
kabaca Yüzde 2 kişi…
Cezaevleri Genel Müdürlüğü yetkililerine
buradan sesleniyorum.
22 Aralık 2000 tarihinde çıkarılan 4616
sayılı “Şartla Salıverme ve Erteleme Yasası” ve 29 Temmuz 2003 tarihli 4959
Sayılı Topluma kazandırma Kanunu kapsamından, kaç kişi yararlanıp tahliye oldu
ve bunlardan kaç tanesi, tekrar suç işleyip cezaevine döndü. Lütfen bunu
kamuoyuna açıklayın…
Eğer bir ‘af’ çıkacaksa, tüm
mağduriyetler giderilecek şekilde çıkmalıdır…
[ Arşivle! ]
[ Yazdır! ]
[ Postala! ]
|