İddia ediyorum,
Hazreti İsa aleyhisselamı biz Müslümanlar, Hıristiyanlardan daha çok severiz.
Bu bir iddiadır,
ispatı gerekir denebilir, doğrudur.
İspatı için 500
milyonun üzerinde nüfusa sahip Avrupa Birliği devletlerinin tamamında Hazreti
İsa aleyhisselamın “Jesüs” adını taşıyan insan sayısından 80 milyonluk
Türkiye’deki “İsa” isimli Müslüman sayısı daha fazladır demiyorum.
En az yüz kat
fazladır diyorum.
Araştırsınlar ve
gerçeği görsünler.
Almanya’da yüz bin nüfuslu, çoğunluğu Katolik olan bir
şehirde konferans verdikten sonra dernek başkanına, “Yarın bu şehirde en etkili
bir papaza git ve ‘Biz, Hazreti İsa’yı sizden daha fazla severiz’ diye söyle.
O da senden ispat
istediğinde yüz bin nüfuslu şehirde doksan bini Hıristiyan, on bini Müslüman.
Bu on bin Müslüman arasında İsa isimli Müslüman sayısı doksan bin Hıristiyan
arasındaki Jesüs isimli insan sayısından fazla olduğunu iddia ediyorum bak
nüfus sayımı listesine.
Bakılır. Şehirde on
bin Müslüman içinde 60 İsa, doksan bin Hıristiyan içinde 5 Jesüs varmış.”
On iki katı
değildir. Matematik bilenlerden birine sordum 108 katıdır dedi.
326 milyonluk
Amerika’da Jesüs isimli Hıristiyan’ın sayısı Google’ye göre beş yüzü
geçmiyormuş.
İsa aleyhisselamı
sevmekle bu istatistiklerin ne alakası var denebilir.
İnsan sevdiğinin
adını koyar kendi çocuğuna.
Almanya’da 1997
tarihinden beri 3 Ekim gününden başlayarak bir hafta camiler günüdür.
Bu günlerden
birinde bir milyon nüfuslu şehrin belediye başkanı camiyi gezmeye gelir.
Cami gezdirilirken
duvarlarda Kur’an’da adı geçen bütün peygamberlerin adının cami duvarına
asıldığını görür ve bunlar arasında Musa ile İsa alehisselamların da olduğunu
görünce hayretle sorar, “Siz, İsa ile Musa’ya inanır mısınız?” der.
“Evet, biz onlara
inanmazsak Müslüman olamayız” dediklerinde inanmaz ve “Ben bu konuyu
araştıracağım” der.
Bu da bizim sayısız
hatalarımızdan biridir.
Altmış yıllık
Avrupa maceramız esnasında, şehrin en seçilmiş kişisine biz kendimizi
anlatamamışız.
Kudüs’teki Kıyamet
Kilisesi’nin yönetimi yüzlerce yıldır Müslüman bir ailenin elindedir.
Şu anda bile o
kilisenin açılışını ve akşam kapanışını Müslüman aile yapmaya devam ediyor,
isteyen bilen birine soruversin.
Neden, çünkü
Ortodokslar, Katoliklere güvenmediklerinden, Katolikler de Ortodokslara
güvenmediklerinden kavgayı sona erdirmek için, yönetiminin bir Müslüman’a
teslim edilmesinde anlaşmışlar ve o günden bu güne kadar devam etmektedir.
Kur’ana göre,
Yahudiler, Hazreti İsa’yı öldüremediler ve de asamadılar:
“Allah’ın Resulü
Meryem oğlu İsa’yı öldürdük, demeleri sebebiyle (Yahudileri lanetledik). O’nu
öldürmediler de asmadılar da. Ancak onlara benzetildi (İsa’ya benzer birini
astılar). O’nun hakkında ihtilaf edenler şüphe içindedirler. Zanna uymaktan
başka onların hiçbir bilgisi yoktur. O’nu yakınen/kesin öldürmediler.
Ancak Allah onu
kendine kaldırmıştır. Allah Aziz’dir, Hâkim’dir” (Nisa süresi ayet 4/157-158).
Ama Kudüs, Hazreti
İsa’nın doğup büyüdüğü, Yahudiler, Katolikler ve Ortodokslarla beraber bütün
fraksiyonlara göre Hazreti İsa aleyhisselamın çarmıha gerildiği, gömüldüğü ve
göğe çıktığı yer olan Kudüs ve Kıyam/Kıyamet Kilisesi neden merkez olarak kabul
edilmedi de Katolikler Batı Roma’nın başkentindeki Vatikan’ı, Ortodokslar da
Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti Konstantin’i tercih ettiler?
Evanjelistler de
Amerika’yı merkez kabul ettiler.
Demek ki muharref
dinin kendi gücüne inanmadıklarından gücün koltuğu altında yaşamayı tercih
ediyorlar.
İşte bütün bu sebeplerden
dolayı bütün karalamalara rağmen yükselen değer İslam, sayı olarak çoğalan
Müslümanlardır.
[ Arşivle! ]
[ Yazdır! ]
[ Postala! ]
|