Cumhuriyet
tarihinin en önemli diyebileceğimiz seçimini yaptık, halk görevini yaptı,
onlarca partiye ceza verirken Ak Partiye vize verdi. Bundan böyle görev
seçilmişlerin, daha doğrusu Ak Parti hükümetinin.
Evet, Ak Parti ağır bir sorumluluğu- emaneti üzerine aldı. Görev sadece
hükümetin değil, belediyelerin de büyük sorumlulukları var. Bu millet
ferasetiyle, basiretiyle, sağduyusuyla ileriyi gördü, hükümet krizine el koydu,
Ak Parti hükümetine “yoluna devam et, senden başka sadra şifa hükümet ve parti
göremiyorum” dedi.
İnşirah Suresinde Rabbimiz buyuruyor: “(Habibim), senin göğsünü açmadık mı?
Üzerindeki ağır yükü aldık. Öyle ki o yük sırtının kemiklerini kırıyordu.
Ayrıca şanını da yükselttik. Sonuçta zorluğun yanın da kolaylık vardır.
Zorluğun arkasında yine kolaylık vardır. Boş kaldığında durma yorul. Rabbine
rağbet et, şükürle ona yönel”.
Evet, bugün millet olarak Rabbimiz yükümüzü aldı, AK Partinin, dolayısıyla
milletimizin şanını yükseltti, zorluğun arkasından kolaylık verdi, şimdi
çalışma, yorulma ve Rabbimize şükretme, rağbet etme zamanı.
Önce merkezi hükümetin görevine değinelim: Önümüzü görmek için halktan bir göz
istedik, o iki göz verdi. Anayasayı değiştirecek çoğunluğu vermese de güçlü bir
hükümetin kurulması için vize verdi. 13 -14 milletvekili daha eklenirse,330
sayısını bulabilirse bu hükümet anayasayı değiştirebilecek. Umuyorum, muhalefet
partileri içinde o kadar sayıda ehl-i insaf, ehl-i vicdan ve sağduyu sahibi
milletvekili bulunacak ve yeni bir anayasa noktasında Ak Parti hükümetine
destek verecek. Bize öncelikle özgürlükçü, başkanlığı da içeren, yargı, yürütme
ve yasama erklerini kalın çizgilerle ayıran bir anayasa gerekli. 35
yıldır mahkum olduğumuz darbe anayasası hükümetlere hep ayak bağı olmuş, elbise
olarak halka dar gelen, seçilmişleri bürokrasiye boğduran bir anayasa evvel
emirde değiştirilmeli, hükümetler daha hızlı icraat yapmalıdır.
Seçim
sürecinde birçok söz verilmiştir. O sözler ilk yıl içinde gerçeğe dönüşmeli,
asgari ücretliler, taşeron işçileri, emekliler nefes almalı, gençler iş
kurmalı, yatırımcıların endişeleri sona ermelidir.
Eğitim yeniden ele alınmalı, maddi kalkınmanın yanında manevi kalkınmanın da
taşları döşenmelidir. Elimizden kaymak üzere olan gençlik ve aile düzenimiz üzerinde
çalışma yapılmalı, 12 yıllık kademeli eğitimin üçüncü kademesi revizyona tabi
tutulmalıdır. Ana babalık lisesi, çıraklık ve sanayi lisesi, köy- hayvancılık
ve tarım lisesi gibi daha çok pratiğe dayanan liseler oluşturulmalı, normal
liselerde okumak istemeyen çocuklar, sanayiye ve tarıma yönlendirilmelidir. Kız
çocuklarımıza annelik, ev idaresi ve çocuk yetiştirme eğitimi verilmeli, bunun
için kurslar dışında özel liseler olmalıdır. Merkezi idarenin yapması
gerekenleri ve belediyelerin görevlerini yazmaya devam edeceğiz.
[ Arşivle! ]
[ Yazdır! ]
[ Postala! ]
|