Ak Partinin
aldığı %41 oyu küçümseyenler, bir başarısızlık olarak görenler var. Öbür
taraftan %13 lük ve %16 lık oyu başarı gibi gösterenler, çil takıp oynayanlar
var. Ak Parti hükümeti 13 yıllık bir hükümettir, yanlışları elbette olmuştur.
Sayın Cumhurbaşkanının dediği gibi, kul her zaman hata yapabilir, unutabilir,
yanılabilir, aldanabilir. Ama sonunda hatasını anlamak ve yanlıştan dönmek en
büyük erdemdir. Cenab-ı Hak bir hadis-i kudside, ben hiç günah ilmeyen değil,
günah işleyip sona tövbe eden kullarımı daha çok severim. Sizler günah
işlemezseniz günah işleyip sonra dönen bir topluluk yaratırım” buyurur. Demek
ki bizden istenen hiç günah işlememek değil, günahtan, hatadan dönmesini
bilmektir. Çünkü insanoğlu melek değildir.
Ak Partililer olarak bir muhasebe yapmalı, halkı suçlu olarak görmeden
“biz ne yaptık da küçük bir ikaz yedik” sorusunu sormalıyız. Bu partinin
hizmetlerini takdir ettiği halde küçük hesaplar için, küçük küskünlükler için,
partinin alt kademesindeki yanlış yapanlara ders vermek için bu partiye oy
vermeyenler olmuştur.
Evet, geçen hafta 8 Haziran sabahı yeni bir güne uyandık. Hiç
beklemediğimiz bir koalisyon gerçeği karşımıza çıktı. On üç yıldır tek parti
hükümetinin rahatlığından ve istikrarından bazıları atalete düştü, nasıl olsa
AK Parti kazanacak diye oy bile kullanmadı. Bazıları da 13 yıl boyunca sıkıldı,
farklı bir partilere yöneldi. Koalisyon hükümetlerinin zorluğunu, ekonomiye
verdiği zararı görünce bu insanlarda pişmanlıklar belirdi.
Bakıyoruz, muhalefet partileri kendilerini Kaf dağında görüyor, kız
evi misali kendilerini naza çekiyor, hükümet partisini vebalı gibi görüp uzak
durmayı yeğliyorlar. Ama ne çare ki Ak Partisiz de sağlıklı bir koalisyon
hükümeti mümkün değil.
O
halde neler yapılacak? Aldığı hükümet kurma göreviyle birlikte Sayın Davutoğlu,
büyükten başlayarak muhalefet partilerinin kapılarını çalacak, samimi ortaklık
teklifini götürecek ve şartlarını ortaya koyacak. Muhalefet liderleri de “ya
bir daha gelme” diyecek, ya da yetkili kurullarımıza götürelim diyecek. Kimin
uzak, kimin uzlaşmaya yakın olduğu ortaya çıkacak. En kötü ihtimal, Davutoğlu
hükümet kuramazsa muhalefet partilerinin birine bu görev verilecek. Sonuçta
onlar da bir netice alamazsa, Davutoğlu bu kez azınlık hükümeti kurmayı
deneyecek ve uzatmadan erken seçime gidilecek. Çünkü azınlık hükümetini uzun
süre götürmek mümkün değildir, ip puştun(!) elindedir.
Geçen yazımda da belirttiğim gibi, dünya görüşü olarak Ak Partiye en yakın
parti MHP’dir. Birbirine yakın olmayan AKP-CHP koalisyonu da mümkündür. Bu da
ancak Sayın Baykal’ın desteğiyle olacaktır.
Bu
ülke hepimizin ortak gemisidir. Bu geminin su almasına kimse müsaade edemez.
Geldiğimiz 10 bin dolarlık milli gelirden geriye düşmemek için, IMF kapısını
tekrar çalmamak için, başlamış yatırımların devam etmesi ve bitirilmesi için,
2023 ve 2071 hedeflerinin tutturulması için AK Partinin hep dümende
olduğu bir hükümet şarttır. Çünkü bizi sahili selamete ancak o taşıyabilir.
Çünkü on yıldır bindiğimiz geminin kaptanıdır, gemiyi batırmayacağına bizi
inandırmıştır.
[ Arşivle! ]
[ Yazdır! ]
[ Postala! ]
|